Ana içeriğe atla

Tarihte Piri Reis

 

Türk denizcilik tarihinin parlayan yıldızı: Piri Reis

Amerika'yı gösteren dünya haritaları ve "Kitab-ı Bahriye" kitabıyla tanınan ünlü denizci, kaptan ve kartograf Piri Reis, doğumunun yıl dönümünde anılıyor.

Ayşe Büşra Erkeç   |08.12.2019
Türk denizcilik tarihinin parlayan yıldızı: Piri Reis

O dönem gemicilerinin üstün özellikleri arasında görülen korsanlıkla birlikte devlet görevinde de bulunan Piri Reis, bu yıllara ait bilgiler ile amcası Kemal Reis'le dolaştığı yerleri ve tarihi olayları daha sonra yazdığı "Kitab-ı Bahriye"de anlattı.

Piri Reis, 1486'da Gırnata'daki Müslüman halkın Tunus, Mısır ve Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi üzerine amcasının gemileriyle bu Müslümanları Afrika'ya taşıdığı 1487-1493'te deniz üzerinde pek çok araştırma ve çalışma gerçekleştirdi.

Amcası Kemal Reis ile batı Akdeniz kıyılarında ve çeşitli adalarda korsanlık yapan, diğer korsanlara karşı üstünlük sağlayan, gemilerine el koyan ve bölgeyi kış aylarında liman yeri olarak kullanarak bu süreçte Cezayir, Tunus ve Bona limanlarında kalan Piri Reis, bulundukları yerlerin ve bölgedeki adaların fiziki bilgilerini ve kimlere ait olduğunu not aldı.

Hizmet ve başarılarıyla dikkati çekti

1480'li yıllarda Osmanlı Devleti'nin başına geçen Fatih Sultan Mehmet'in oğlu 2. Beyazıt, tüm dikkatini fetih ve büyümeye verdiği için kara ve deniz gücünü kuvvetlendirmek amacıyla korsanlık yapan Türk gemilerini devlet yönetimi altına toplayarak, Kemal Reis'i, gemilerini ve deniz askerlerini de huzuruna davet etti.

Kemal Reis, 2. Beyazıt'ın huzuruna, Kara Hasan ve Piri Reis ile çıktı ve kendi gemileriyle oluşturduğu deniz gücüyle 1494'te Osmanlı Devleti'nin hizmetine girerek, bu oluşuma deneyimleriyle güç kattı.

Böylece 1499-1502 yılları arasında meydana gelen deniz savaşları sırasında ünü duyulan Piri Reis, dönemin Kaptan-ı Derya'sı Davut Paşa'nın filosundaki bir savaş gemisinin komutanı oldu.

Venedik ile 1500-1502 tarihlerinde yapılan savaşlarda Piri Reis'in hizmet ve başarıları dikkati çekti.

Piri Reis, 1511'de, nedeni bilinmeyen bir deniz faciasında amcası Kemal Reis'i kaybettikten sonra bir süre denizciliğe ara vererek Gelibolu'ya döndü.

O yıllarda dünya haritasına yoğunlaşan Piri Reis'in önceki yıllarda tuttuğu notlardan hazırladığı "Kitab-ı Bahriye" adlı eseri önemli bir denizcilik kılavuzu olarak kabul edildi.

Rodos'un fethini gerçekleştiren büyük donanmada yer aldı

Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferini gerçekleştirdiği 1516-1517 yıllarında İskenderiye'yi ele geçiren donanmada komutanlık görevi verilen Piri Reis, donanmadan ayrılarak bir filo ile Nil yolundan Kahire'ye giderek, buranın da haritasını yaptı ve bölge hakkında tarihi ve coğrafi bilgiler edindi.

Piri Reis, 1517'de Mısır'ın, Osmanlı topraklarına katılmasıyla İskenderiye'ye bir filo ile giden Yavuz Sultan Selim ile şahsen tanışma fırsatını buldu ve daha önce hazırladığı dünya haritasını padişaha hediye etti.

Mısır seferinden sonra tekrar Gelibolu'ya dönen Piri Reis, burada bilimsel çalışmalarına devam etti.

Piri Reis, 1520'de Yavuz Sultan Selim’in ölümü ile oğlu Kanuni Sultan Süleyman'ın Osmanlı tahtına geçmesiyle birlikte başlayan ve büyük fetihlere imza atan Osmanlı Devleti'nde çalışmalarını sürdürerek, bu dönemde Rodos'un fethini gerçekleştiren büyük donanmada da görev aldı.

Padişahın, 1524'te Sadrazam Pargalı İbrahim Paşa'nın Mısır'a gitmesi sırasında paşaya eşlik etmesiyle yola çıkan Piri Reis, yolda yaşadıkları fırtına ve sorunlar nedeniyle uzayan yolculukta, Sadrazam Pargalı İbrahim Paşa tarafından daha yakından tanındı.

Piri Reis, yolculuk sırasında "Kitab-ı Bahriye" eserinin ilk çalışmaları hakkında sadrazama bilgi verdi ve onun önerisi üzerine çalışmaları kitap haline getirdi.

Piri Reis'in önemli bir denizcilik kılavuzu olarak kabul edilen Kitab-ı Bahriye eseri, Pargalı İbrahim Paşa aracılığıyla Kanuni Sultan Süleyman'a da takdim edildi

Böylece devlet çalışmalarında aktif rol alan Piri Reis, Hint Beylerbeyliği (Kızıl Deniz, Umman Denizi ve Basra Körfezi Amiralliği) ve daha bir çok önemli denizcilik görevinde bulundu.

Piri Reis, 1554'te idam edildi

Piri Reis'in, 1552'de ikinci kez çıktığı Mısır seferinin son durağı Basra, hayatının en kritik zamanlarını ve hayatının en acı günlerini yaşamasına sebep olan gelişmeleri beraberinde getirdi.

Gemilerinin ihtiyacını gidermesi, onarım ve bakımlarının yapılması ve askerlerin dinlenmesi için donanmayı Basra'da bırakarak ganimet yüklü gemilerle Mısır'a gelen Piri Reis, Basra Beylerbeyi Kubat Paşa ile Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa'nın tutumları nedeniyle hapsedilerek, Kanuni Sultan Süleyman'a şikayet edildi.

Piri Reis, şikayetler sonucunda hizmette kusur ile suçlanarak, 80 yaşını aştığı bir dönemde, 1554'te idam edildi.

Eserleri

Piri Reis, denizcilik alanında zamanının en önemli bilim adamları arasında yer aldı.

Ana dili dışında Rumca, İtalyanca, İspanyolca ve Portekizce bilen Piri Reis, dünya haritasını hazırlarken, bu dillerden istifade ettiğini ve eserlerden yararlandığını yazdı.

1521 ve 1525 tarihli olan "Kitab-ı Bahriye" adını taşıyan eseriyle Ege ve Akdeniz kılavuzu olarak tanımlanan Piri Reis, farklı zamanlarda Ege, Adriyatik, İtalya, Fransa, İspanya ve Tunus limanlarında inceleme yapma fırsatı buldu ve buralara ilişkin notlarında tarih, coğrafya ve denizlerle ilgili ayrıntılı bilgilere yer verdi.

Piri Reis'in "Kitab-ı Bahriye" adlı eserinin asıllarından kopya edilmiş nüshaları İstanbul, Berlin, Dresden, Bolonya, Paris, Viyana ve Londra'daki özel ve devlet kütüphanelerinde yer aldı.

Piri Reis ayrıca, günümüzde asıl ve kopyalarının parçalanmış halde nüshalarının mevcut olduğu "Dünya Haritası" isimli eserinde, 1513'te birincisini, 1528'de ise ikincisini hazırladığı dünya haritalarını renkli olarak deri üzerine yaptı.                                                                                                                                                                                        Kaynakça https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/turk-denizcilik-tarihinin-parlayan-yildizi-piri-reis-/1667226                                 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurşun Kalemin Tarihi

  Her şeyin bir günü var. Bugün de Dünya Kurşun Kalem Günü. Adının aksine uzun zamandır içinde kurşun barındırmıyor. Ancak oldukça ilginç bir geçmişi var. Günümüzde artan bilgisayar ve tablet kullanımıyla giderek pabucu dama atılan kurşun kalemin kaderinin mürekkep hokkası ve tüy kaleme benzememesi için her yıl 30 Mart "Dünya Kurşun Kalem Günü" olarak kutlanıyor. Özellikle bugünün seçilmesinin ardında ise Amerikalı Hymen L. Lipman yatıyor. Lipman 30 Mart 1858'de arkasına silgi monte edilmiş ilk kurşun kalemin patentini almıştı. Aslında 16'ncı yüzyıldan bu yana kurşun kalem yapımında kurşun değil, doğal bir karbon olan grafit kullanılıyor. Kurşun kalemin tarihi ise çok eskilere dayanıyor. Bundan 5 bin yıl önce Eski Mısır'da saz, bambu, papirüs gibi bitkilerin kamışlarına sıvı kurşun dökülerek bunlar kalem olarak kullanılıyordu. Romalı alim ve yazar Plinius, Antik Çağ'da kolay aşındığı ve doğrudan kullanılabildiği için saf kurşundan yapılmış çubukların kullanıld...

Tarihin İlk Video Oyunu

Video oyun sektörü  tam anlamıyla 1970 lerin başında başlıyor, fakat asıl geliştirme ve ortaya çıkış dönemleri sizi biraz şaşırtabilir belki ama taaa 1950 lere dayanmaktadır. 1959-1961 yılları arasında, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki (MIT) TX-0 makinelerinde bir dizi grafik tabanlı program yazılıyor. Programlardan biri. Mouse in the Maze: Oyuncuların (bazı versiyonlarda Işık kalemi vasıtasıyla) labirent duvarlarını ve bir parça peyniri yerleştirebildiği ve fareyi bıraktıktan sonrada farenin peyniri arayışının izlenebildiği oyundur.Bunlardan bir diğeri ise HAX Konsol üzerindeki iki anahtar vasıtasıyla çeşitli görsel şekiller ve seslerin yapılabildiği bir  oyundur.Ve  son olarak Tic-Tac-Toe: Işık kalemi kullanılarak, kullanıcının ekrana (X) ve (O) işaretleri yazdırabildiği oyundur.Çok tanıdık geliyor değilmi işte Oyun tarihinin başlangıçını belirleyen ilk yazılımlar bunlar. Daha sonraları 1961 yılında, MIT’de aralarında Steve Russell’ın da olduğu bir grup öğrenci o...

Tarihyazımı

  Tarihyazımı   ya da   historiyografi ,   tarih   hakkında eserlerin yazımı ve tarihçilik   kuram   ve geçmişini ifade eden terimdir. Terim Yunanca ἱστοριογράφος   tarih yazanlar   ifadesinden gelir (ἱστορία   historia   "tarih" ve γράφος   graphos   "yazım", γράφειν   grafein   "yazmak" kökünden; tarih yazan (veya anlatan) kişi anlamında). [1]   Tarihçilik terimiyle sıklıkla aynı anlamda kullanılsa da, çağdaş dönemde ayrı bir disiplin olarak anılmaktadır. Tarihyazımı hem yazma sanatının, [2]   hem de tarih biliminin bir parçasıdır. [3]   Tarih alanının "sanat" (τέχνη   tékhnē ) ve "bilim" (ἐπιστήμη   epistḗmē ) özelliklerine yapılan vurgu, kültür temelinde, pek çok farklı alandan düşünürün üzerinde fikir belirttiği ve tarihçilerin yöntem açısından tartıştığı önemli bir konudur. [4]   Bazıları tek bir "tarih"ten değil, olayın koşulları ve sonuçları nedeniyle çoğul "tarihler"den bahs...