Ana içeriğe atla

İlk Telefon

 

İlk telefon 1876’da Alexander Graham Bell, ilk cep telefonu ise 1973’te Martin Cooper tarafından icat edildi.

Gün içinde gerek arkadaşlarımızla gerekse ailemizle sürekli iletişim hâlindeyiz. Aynı mekândaysak insanlarla yüz yüze iletişim kuruyor, aramızda mesafeler olduğundaysa çoğu zaman cep telefonlarını kullanıyoruz. Bu minik cihazlar hayatımızda o kadar yer edindi ki artık cep telefonumuzun şarjı bittiğinde neredeyse dehşete düşüyoruz. Dijital çağda büyüyen bizler için telefonun olmadığı bir dünyayı hayal etmek çok zor. Peki bu noktaya nasıl gelindi? İlk telefonu kim icat etti? Sonrasında cep telefonları nasıl ortaya çıktı? Gelin şimdi geçmişin çağrısına “Alo!” diyelim ve telefonla ilgili tarihî bir yolculuğa çıkalım.

İnsanlar tarih boyunca birbirleriyle iletişim kurabilmek için farklı araçlar kullandı. Ancak çok uzaktaki kişilerle sağlıklı bir şekilde iletişim kurmak için geliştirilen ilk elektrikli telekomünikasyon sistemi telgraftı. 1800’lü yılların başında icat edilen ve temel olarak bilginin iletken teller üzerinden gönderilmesini sağlayan telgraf, telefonun icadına da zemin hazırladı. 

19. yüzyılda kullanılan bir telgraf makinesi

Telgrafın icadından sonra birçok girişimci bu sistemi geliştirmek için çalışmalar yapmaya başladı. Bu kişilerden biri de Alexander Graham Bell’di. Bell, asistanı Thomas Watson ile birlikte sesi iletken teller üzerinden karşı tarafa göndererek konuşmayı sağlayacak bir düzenek geliştirmek için denemeler yapıyordu. 14 Şubat 1876’da bir patent başvurusu yapan Bell, telefon yapım ve satış hakkını elde ettikten bir süre sonra çalışan bir telefon yapmayı başardı. Bell ilk telefon görüşmesini bitişikteki odada bulunan asistanına, “Bay Watson, buraya gelin. Sizinle görüşmek istiyorum.” diyerek gerçekleştirdi.

Alexander Graham Bell’in geliştirdiği telefon

Telefonu icat etmek isteyen tek kişi Alexander Graham Bell değildi. Aslında Bell’den beş yıl önce telefona çok benzeyen bir cihazın patentini alan Antonio Meucci patent haklarının yenilenmesi için ödenmesi gereken ücreti karşılayamayınca patent hakkını kaybetmişti. Diğer taraftan Elisha Gray de benzer bir düzenek geliştirmiş ve Bell ile aynı tarihte bir patent başvurusu yapmıştı. Ancak Bell’in yardımcısı Watson’ın patent ofisine iki saat önce gelmesi nedeniyle Elisha Gray patenti alamamıştı. Telefonun icadından sonra Meucci ve Gray gibi birçok girişimci telefonu ilk önce kendisinin icat ettiğini iddia ederek dava açsa da Bell açılan davaların hepsini kazandı. 

Telefonun icadından kısa süre sonra telefon santralleri kurularak aynı hat üzerinde birden fazla telefonun birbirine bağlanması sağlandı. 1889 yılında ankesörlü telefonlar, 1963 yılında ise ilk tuşlu telefonlar kullanılmaya başlandı.

 

Telefon Nasıl Çalışır? 

Telefonun ahizesi ses dalgalarını elektrik sinyaline dönüştürür. Bu sinyal bir elektrik dalgasıyla karıştırılarak telefon hattı üzerinden alıcı telefona gönderilir. Burada orijinal sinyal, elektrik dalgasından ayrılır ve güçlendirilir. Sonrasında kulaklığa gönderilir ve tekrar sese dönüştürülür. 

Mobil İletişime Doğru

1973 yılında Motorola şirketinde çalışan Martin Cooper cep telefonunu icat etti ve böylece kablosuz iletişim mümkün hâle geldi. 23 santimetre uzunluğa ve 1 kilo 100 gram kütleye sahip olan Motorola DynaTac isimli ilk cep telefonu, tam dolu şarj ile yalnızca 35 dakika kullanılabiliyordu. Telefonu şarj etmek içinse 10 saat gerekiyordu. 

Solda prototip olarak üretilen Motorola DynaTac, sağda ise satışa sunulan Motorola DynaTac 8000X model cep telefonu görülüyor.

Modeline göre değişmekle birlikte bugün boyutları kredi kartından daha küçük olabilen cep telefonları dakikalar içinde şarj edilebilirken tam şarjla saatlerce kullanılabiliyor. Başlangıçta ekranları olmadığı için yalnızca sesli görüşme için kullanılan cep telefonlarına teknolojinin ilerlemesiyle birlikte birçok işlev eklendi. Günümüzde dokunmatik ekranlara sahip akıllı cep telefonlarıyla görüntülü konuşma yapabiliyor, mesaj ve e-posta gönderebiliyor, yüksek çözünürlüklü fotoğraf ve video çekebiliyor, internete girebiliyor, müzik dinleyebiliyor, film izleyebiliyor ve oyun oynayabiliyoruz. Hatta GPS özelliği sayesinde cep telefonumuzu bazen bir harita olarak kullanıyor bazen de uygulamalar aracılığıyla sağlık durumumuzu takip edebiliyoruz. Tüm bu saydıklarımızı sırasıyla hizmete giren ve 1G, 2G, 3G, 4G olarak adlandırılan mobil iletişim sistemleri sayesinde gerçekleştirebiliyoruz. 5G teknolojisine yönelik çalışmalarsa devam ediyor.

Cep Telefonu Nasıl Çalışır?

Sabit telefonlarda sinyaller teller üzerinden iletilirken cep telefonları sinyalleri iletmek için radyo dalgalarını, baz istasyonlarını ve uyduları kullanır. Cep telefonlarında kullanıcının telefon hizmetinden faydalanmasını sağlayan ve kimlik bilgilerini barındıran mikroçipler (SIM kart) bulunur. Telefonun çalışması için gereken enerji ise şarj edilebilir lityum iyon pillerden sağlanır. İlk cep telefonlarında sinyalleri daha iyi yakalamak için haricî antenler kullanılırken günümüzdeki cep telefonlarında dâhilî antenler bulunuyor.

Bugün aynı anda birçok işlevi yerine getirebilen ve diğer elektronik cihazlarla entegre şekilde çalışabilen farklı boyutlarda ve özelliklerde cep telefonları kullanılıyor. Peki siz 5G teknolojisi ile birlikte gelecekte cep telefonlarının başka hangi özelliklere sahip olacağını düşünüyorsunuz?

                                        Kaynakça https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/telefonun-icadi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurşun Kalemin Tarihi

  Her şeyin bir günü var. Bugün de Dünya Kurşun Kalem Günü. Adının aksine uzun zamandır içinde kurşun barındırmıyor. Ancak oldukça ilginç bir geçmişi var. Günümüzde artan bilgisayar ve tablet kullanımıyla giderek pabucu dama atılan kurşun kalemin kaderinin mürekkep hokkası ve tüy kaleme benzememesi için her yıl 30 Mart "Dünya Kurşun Kalem Günü" olarak kutlanıyor. Özellikle bugünün seçilmesinin ardında ise Amerikalı Hymen L. Lipman yatıyor. Lipman 30 Mart 1858'de arkasına silgi monte edilmiş ilk kurşun kalemin patentini almıştı. Aslında 16'ncı yüzyıldan bu yana kurşun kalem yapımında kurşun değil, doğal bir karbon olan grafit kullanılıyor. Kurşun kalemin tarihi ise çok eskilere dayanıyor. Bundan 5 bin yıl önce Eski Mısır'da saz, bambu, papirüs gibi bitkilerin kamışlarına sıvı kurşun dökülerek bunlar kalem olarak kullanılıyordu. Romalı alim ve yazar Plinius, Antik Çağ'da kolay aşındığı ve doğrudan kullanılabildiği için saf kurşundan yapılmış çubukların kullanıld...

İnternet Tarihinin Hikayesi

  Google, Youtube, Twitter, Facebook veya kendisini günlük hayatlarımızın ortasına yerleştiren başka bir internet platformu olmadan önce, teknolojideki devrimin temelini oluşturan ağ olarak ARPANET vardı. 50. yılını kutladığımız internetin tarihçesine kısa bir yolculuğa çıkıyoruz. İş yaşamından sosyal hayata, her alanda hayatın vazgeçilmez parçası olan ve günümüzün en temel ihtiyacı haline gelen internetin 50. yılını kutluyoruz. İnternetin icadı için ilk ve en önemli adım 50 yıl önce atıldı. soluk soluğa geçen bu yarım yüzyılda olanlar üzerinde kısa bir ufuk turu atalım.  Soğuk savaşın iliklerde hissedildiği yıllarda, Ruslar'ın uzay fâtihi Sputnik uzaya çıkmış ve dünyanın etrafında turlarken geceleri çıplak gözle bile parlaklığı seçiliyordu. İlk yapay uydunun uzaya gönderilmesi, ABD için psikolojik boyutunun yanı sıra, iletişimin geleceği konusunda da önemli bir anlam taşıyordu. Amerika hükümeti, bilgisayarların iletişim kurmasına ve kaynakları paylaşmasına izin verecek bir ağ...

Tarihin İlk Video Oyunu

Video oyun sektörü  tam anlamıyla 1970 lerin başında başlıyor, fakat asıl geliştirme ve ortaya çıkış dönemleri sizi biraz şaşırtabilir belki ama taaa 1950 lere dayanmaktadır. 1959-1961 yılları arasında, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki (MIT) TX-0 makinelerinde bir dizi grafik tabanlı program yazılıyor. Programlardan biri. Mouse in the Maze: Oyuncuların (bazı versiyonlarda Işık kalemi vasıtasıyla) labirent duvarlarını ve bir parça peyniri yerleştirebildiği ve fareyi bıraktıktan sonrada farenin peyniri arayışının izlenebildiği oyundur.Bunlardan bir diğeri ise HAX Konsol üzerindeki iki anahtar vasıtasıyla çeşitli görsel şekiller ve seslerin yapılabildiği bir  oyundur.Ve  son olarak Tic-Tac-Toe: Işık kalemi kullanılarak, kullanıcının ekrana (X) ve (O) işaretleri yazdırabildiği oyundur.Çok tanıdık geliyor değilmi işte Oyun tarihinin başlangıçını belirleyen ilk yazılımlar bunlar. Daha sonraları 1961 yılında, MIT’de aralarında Steve Russell’ın da olduğu bir grup öğrenci o...